top of page

5 Duyudan Geçmeyen Bir Bilgi Sizin Değil*

ree

Bu cümle Erdal Erzincan’ın dudaklarından döküldü, kulaklarımdan girip beynimde bir yerlere dokundu. Kendimi zevkten dört köşe olmuş, gülümserken buldum.

Alanında usta isimleri dinlemeyi çok seviyorum. Bir cümle kuruyorlar, bir sayfada anlatamazsın. Bu nedenle de ilgimi çeken kişilerin söyleşilerini dinlerken çok şey öğreniyorum. Nilay Örnek’in “Nasıl Olunur?” podcast serisi de en çok müracaat ettiğim kaynaklardan biri. Dinledikçe akıllarına hayran olduğum insanların sayısı çoğalıyor, umutla doluyorum.

Erdal Erzincan bu cümleyi kendi müzik eğitimi konusunda konuşurken kurdu. 10 yaşına kadar Erzurum’un Aşkale ilçesinde yaşadığından, bağlamayı orada öğrendiğinden bahsetti. Anadolu’daki muhabbet geleneğinin kendisine katkısını 40 yaşından sonra fark ettiğini söyledi. İstanbul’a gelince aldığı akademik eğitimini de çok önemsediğini, bununla birlikte onun işin beşte biri olduğunu belirtti. Ardından da bunu söyledi: 5 duyudan geçmeyen bir bilgi sizin değil. Bu işin beşte biriyle mesleğinizi mış gibi yapabilirsiniz.

Peki bilgiyi 5 duyudan geçirip nasıl kalıcı hale getirebiliriz? Elbette, yaparak ve yaşayarak öğrenerek! Bunun için Yaratıcı Drama bize hangi olanakları sunuyor, şöyle bir bakalım.

Yaratıcı Drama Öğretmenimin Günlüğü kitabında Tülay Üstündağ şöyle der: “Drama, yaşam durumlarını oyunda var olan ‘kurallar içindeki özgürlük’ öğesini kullanarak yaratıcı süreçlere dönüştürmek yoluyla; katılımcılara kendini keşfetme, tanıma, başkalarını tanıma, kendini başkalarının yerine koyabilme fırsat ve olanaklarını verir. Böylece drama bir disiplin, bir öğretim yöntemi ve bir sanat eğitimi alanıdır.”

Yaratıcı dramanın en büyük gücü burada. Kendini keşfetmek, diğerlerini anlayabilmek, farklı yaşantılara tanıklık edebilmek, etkinlikler yoluyla bilgiyi birlikte üretebilmek, kendi çıkarımlarını yapabilmek.

Fikir dediğimiz şey soyuttur. Bu nedenle de bir başkasının fikrini benimsemek çok kolay değil. Soyut fikirleri ne kadar somutlaştırabilirsek o derece iyi öğreniriz.  (Burada bahsettiğim propaganda olarak yayılan fikirler değil. Beynimiz yapısı itibariyle propagandaya çok açık. Ustalıkla hazırlanan propagandalar bir fikri daha biz bile fark etmeden benimsetebilir. Zaten tam da bu yüzden yaratıcı dramaya ihtiyacımız var. Uyanık, sorgulayan, bağlantı kurabilen, eleştirel bakabilen kişiler olabilmek için.)

Eğitimde Yaratıcı Drama kitabında Ömer Adıgüzel yaratıcı dramayı şöyle tanımlar: “Bir grubun yaşam deneyimlerinden yola çıkarak bir amacın, düşüncenin, doğaçlama, rol oynama, vd. tekniklerden yararlanarak canlandırılmasıdır.

İşte bu yaşam deneyimlerinden, yaşantılardan yola çıkarak oynadığımız oyunlar, yaptığımız canlandırmalar bize, kendi bağlantılarımızı kurarak soyutu somuta dönüştürme olanağını sunuyor.

Tülay Üstündağ bunun şu şekilde altını çiziyor: “Yaratıcı dramanın bir öğrenme yolu olarak en önemli varlığı; bilişsel, toplumsal ve devinişsel yeteneklerle bütünleşmiş olmasıdır.”

Tüm duyularımızı içine katıp yaparak ve yaşayarak öğrenme olanağı sunan yaratıcı drama disiplinler arası bir alan. Farklı disiplinlerden beslenmesi öğrenme deneyimini zenginleştirirken keyifli hale de getiriyor. Öğrenirken eğlenmek de öğrenme sürecini ayrıca destekliyor. Çünkü Barbara Oakley’in değindiği üzere; amigdalımız “mutlu” olduğunda etkili bir öğrenen oluruz.

İşte bu nedenlerle iş hayatında gereken becerileri edindirebilmek için yaratıcı drama bize eşsiz bir öğrenme deneyimi sunuyor. Kendi deneyimlerim, gözlediklerim beni bu alana günden güne daha çok bağlıyor. Dünyada 100 yıldır, Türkiye’de ise alanın öncüleri İnci San ve Tamer Levent sayesinde 40 yıldır var olan yaratıcı drama alanı çok yaşasın!

Sözü Erdal Erzincan ile başlattım, onunla da bitireyim: "Ekilebilecek en güzel şey sanat bu topraklarda” diyor. Sanatla öğreten yaratıcı dramayı daha çok ekebilmek, faydalarını daha çok biçebilmek dileğiyle.

 

Alıntı ve Atıf Yapılan Kaynaklar:

Adıgüzel, Ö. (2019). Eğitimde Yaratıcı Drama (4. Basım). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları (1. Basım).

Üstündağ, T. (2016). Yaratıcı Drama Öğretmenimin Günlüğü. (13. Basım). Ankara: Pegem Akademi

Üstündağ, T (1996). “Yaratıcı Dramanın Üç Boyutu”. Yaşadıkça Eğitim. Kasım – Aralık. Sayı: 49.


 
 
 

Yorumlar


bottom of page