top of page

Bu Evren Her Gece Ne Gömlekler Diker!


ree

Bankanın çağrı merkezi çalışanı ile mesajlaşırken “inanın günüm harika geçecek, enerjinizi buradan hissettim” yanıtını görünce şaşırıyorum. Oysa sadece desteği için teşekkür edip harika bir gün geçirmesini dilemiştim.  Kim bilir gün içerisinde nelere maruz kalıyor ki, kısacık bir nezaket cümlesi böyle bir etki yaratıyor.

Markette sıra bekliyorum. Sıra bana gelince kasiyere gülümseyip “nasılsınız?” diye soruyorum. Birden gözleri doluyor. Gözleri dolunca biraz panikliyorum. Beni rahatlatmak için “bugün bana nasıl olduğumu soran ilk kişisiniz, teşekkür ederim” diyor. Demek ki önemsendiğini hissetmeye ihtiyacı varmış diye düşünüyorum.

Birini almak için sokak arasında sol tarafta araçla bekliyorum. O arada büyük bir aracın da sokağa gelmesiyle birden ana cadde gibi bir yoğunluk oluşuyor. Park etmenin yasak olmadığı bir yerdeyim ama yine de benim konumum sokaktaki trafik akışını olumsuz etkiliyor. Yanımdan araçla geçen bir hanımefendi camını açıp, “orada durulur mu, trafiği felç ettin” diye bağırıyor. “Haklısınız hanımefendi, çok özür dilerim” diyorum. Yüzünde bir şaşkınlık beliriyor, bir şey söylemeden yoluna devam ediyor. Durduğum yerin trafik kuralları açısından uygun olduğunu anlatmaya çalışsam o sinirle beni dinlemeyeceğini biliyorum.

Tabi, bunlar iyi örneklerim. Bu kadar nazik olmadığım ya da nezaketimi korumakta zorlandığım daha fazla örneğim var.

Üzerine düşünüyorum. Hangi zamanlarda karşımdakine kendini değerli hissettirmeyi ihmal ediyorum? Hangi zamanlarda duygularımı yönetmekte zorlanıyorum?

İlki, anda kalmamak. Yani bedenim orada ama aklım kim bilir nerede? Özellikle, yapılması gerekenler listem kabarıksa. Şu marketten bir an önce çıkayım, hastanede fazla beklemeden işlerimi halledivereyim, şu banka işini bir an önce çözeyim… Böyle olunca da o ana ve o anda ilişki kurduğum kişilere dikkatimi yöneltmiyorum. Halbuki hizmet sektöründe çalışmanın zorluklarını biliyorum, binlerce yaşantı gözlemledim. Küçük bir gülümseme, kısacık bir hatır sorma, teşekkür etme hem hizmet verene hem de hizmet alana ne iyi geliyor.

Pek çok araştırma da bunu destekliyor. Örneğin; 2022 yılında Regan, A., Radošić, N., ve Lyubomirsky, S. tarafından yapılan bir çalışmada başkalarına nezaket gösterme, yardım etme, hediye verme veya cömertlik gibi eylemlerin, bu eylemi gerçekleştiren kişinin mutluluğunu önemli ölçüde artırdığı tespit edilmiş. Aynı çalışmada yabancılarla bile olsa kısa ve samimi sosyal etkileşimler kurmanın anlık iyi oluşu ve ait olma duygusunu arttırdığı ortaya konmuş. Kısacası nezaket ve sosyal etkileşim, ilişki kurduğumuz kişiye olduğu kadar bize de katkı sağlıyor.

Bunu bilmeme ve olumlu sonuçlarını görmeme rağmen sürdürmekte zorlanıyorum. Anda kalmak kolay değil… Ama imkânsız da değil. Kendime fazla yüklenmeden anda olmadığımı fark ettiğim an kendimi dürtüyorum. Mesela, eşim eve geliyor, ben bilgisayarın karşısında çalışıyorum. “Merhaba” diyor, ben kafamı bile çevirmeden “hoş geldin” deyiveriyorum. Sonra içerden bir dürtme sesi geliyor. Ayağa kalkıp yanına gidiyorum. “Nasılsın?” diye soruyorum, sonra biraz daha işim olduğunu, ne kadar süreceğini, çok açsa yemek için ara verebileceğimi söylüyorum.

İlişki kurduğum kişiye değerli hissettirememe, nezaketimi sürdüremememin ikinci nedeni ortada yoksa bu işe yarıyor. Yani konu sadece o anda kalmamaksa içeriden dürtme tek başına yararlı. İkinci neden fiziksel ve zihinsel yorgunluk. İlkinde yapılacak iş çok ama enerjim var. İkincisinde yapılacak iş çok ama enerjim bitmiş. Öyle boş boş oturup duvara bakmak istiyorum sadece. Bırak birine hatırını sormayı, kimse de bana sormasın da ağzımı açmam gerekmesin diye düşünüyorum. Bu halimden hiç hoşnut olmuyorum. O yüzden de okuduğum kitaplardan ve katıldığım eğitimlerden edindiğim bilgiler aracılığıyla işime yarayan bazı taktikler geliştirdim.

Yardım iste: Eğer dinlenmeye vaktim kalmayacaksa yardım istiyorum ve her şeyi kendim yapmaya çalışmıyorum. Çok basit gibi görünüyor değil mi? Hadi, en son kimden, hangi konuda yardım istediniz bir düşünün.

Önemsizse ve acil değilse yapma ya da yeniden planla: Listedeki işlere göz atıyorum. Önemsiz ve sonucu etkilemeyecek olanları siliyorum ya da yeniden planlıyorum. Bunun için işleri listelemek ve önem durumu ile aciliyete göre sınıflandırmak gerekiyor.

Kısa yolunu bul: Bu işi böyle yapmak yerine başka nasıl yapabilirim diye araştırıyorum ve başkalarının tecrübelerinden faydalanarak kısa yollar buluyorum. Teknolojinin çok yardımı oluyor.

Egzersiz yap: Özellikle zihinsel yorgunluğun ilacı gibi. Spor salonuna gitmeye vaktim olmadığı için bir uygulama satın aldım. 15 dakikalık kısa bir egzersizle hemen tazeleniyorum. Başlamadan önce bu kadar etkili olduğunu hayal bile edemezdim.

Çok yorgunsan erken yat: Eskiden erken yatınca hayatı kaçırıyormuşum gibi gelirdi. Şimdi fiziksel olarak çok yorgun hissettiğim günlerde erkenden uyuyorum ve sabah zımba gibi kalkıyorum.

Hobilerine vakit ayır: Bahanem çok oluyor ama nasıl mümkün olabilir diye sora sora kendimi köşeye sıkıştırıyorum. Ruhuma çok iyi geliyor.

Yeni şeyler öğren: Sadece kitaplardan değil ama. Mesela geçen hafta flamenko öğrenmeye başladım.

Yeni yerler gör: İllaki geziye gitmeye, tatile çıkmaya bile gerek yok. Yaşadığın şehirde daha önce gitmediğin bir semte gitmek bile etkili.

Sevdiklerinle vakit geçir: Ailem ve dostlarımla vakit geçirmek için tüm şartları zorluyorum. Her defasında “iyi ki” diyorum.

Meditasyon yap: 1,5 yıldır her gün yatmadan önce meditasyon yapıyorum. Artık bir alışkanlık haline geldiğinden benim için diş fırçalamak gibi oldu. Olumlu etkilerini görüyorum, zihnime masaj yapmak gibi.

Şunları yapma:

Gündemsiz televizyon izleme. Yani yararlı içerik için planlı şekilde ve sınırlı süreyle televizyon karşısındayım. Onun dışında açmıyorum.

Sosyal medyada fazla zaman geçirme. Sosyal medya kullanımımı iki mecraya düşürdüm. İlgi alanlarım doğrultusunda ve sınırlı süreyle kullanıyorum.

Bunları yapabildiğimde o tükenme noktasına gelmiyorum, bu şekilde yaşamayı seviyorum. Enerjim yüksek ve titreşimim olumlu oluyor.

Ve aksilikler üst üste geldiğinde bile Hayyam’ın şu rubaisini kendi kendime okuyuveriyorum:

Bu evren her gece ne gömlekler diker!

Kimini gelen, kimini giden giyer.

Her gün nice sevinçlerle dolar dünya,

Nice dertler toprağa karışır gider.

 

Alıntı ve Atıf Yapılan Kaynaklar

Regan, A., Radošić, N., & Lyubomirsky, S. (2022). Experimental effects of social behavior on well-being. Trends in Cognitive Sciences, 26(11), 985–996. https://doi.org/10.1016/j.tics.2022.08.006

Ömer Hayyam. Bütün Dörtlükler. Türkçesi: Sabahattin Eyuboğlu. Cem Yayınevi.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page